Fatih gibi 2 3 padişah olsaydı bir halt bilen toplum olurduk. Gerçi bu ülkeye bir şeyler öğreten balkanlardan gelenler, yine de simdikinden iyi olurduk. Olamadık. Dinde oku dendiği halde okumayan toplumuz milletiz şahıs bazında gelişmeye çalışıyoruz, birisi bizi gütsün o anlatsın kafasından ne zaman çıkarsak sıraya durmayı sarı ışıkta kornaya basmamayı öğrenmiş oluruz. Eğitim şart. Bunların devamı sanata giden mermersiz yollar oluyor işte...
Kültür Sanatta Niçin Geriyiz?
- Konbuyu başlatan ginejero
- Başlangıç tarihi
Okuma yazma oranlarına bakarak anlayabilirsin. Niyet okumana gerek yok.
Osmanlı Türk dünyasının zirvesi değildir maalesef. Anadolu'da Türklerden kafatası dağı yapan bir yönetimi böyle göremem.
Abi haklısın da yanildigin noktalar var Osmanlı'dan da Avrupa'dan da bir sürü bilim adamı sanatçı vs. çıkmış şeyh Galip katip çelebi evliya çelebi Darwin bacon cant vs böyle uzar gider
İlk olarak yukarıdaki konuşmaya yorum yapmam gerekirse gerekirse günümüzdeki üniversitelerin Osmanlı dönemindeki karşılığı medreseydi. Ağırlık dini bilimler olsa da pozitif bilimlere yönelik eğitimler de veriliyordu burada. Hatta bazı medreselerin (Süleymaniye Medresesi gibi) ana odağı pozitif bilimlerdi. Onun dışında 2. Murad ya da Fatih döneminde açılan Enderun mektebi var. Bir çok Osmanlı padişahının döneminde olduğu gibi Sultan Süleyman döneminde yapılan camilerin bir çoğunda medrese, mektep, hastane (tıp eğitimi) külliye içinde yer alan unsurlardı. Adını şu an hatırlamadığım ama fetihten sonra Fatih tarafından açılan medrese bugün İstanbul Üniversitesinin köklerini oluşturuyor.
Konunun asıl yerine gelirsek biz neden gerideyiz? Çünkü 1- pek fazla paramız yok 2- liyakat yok. Aslında 1.nin sebebi de 2.konudan mütevellit. Kültür-sanat konusunda devlet kısmında yetkili isimler bu görevi ne kadar hak ediyor? Bunu bakan-genel müdür düzeyinde düşünmeyin. Belediye personeli bile aynı bu konuda. Söz konusu personelin mimar-iç mimar-sanat tarihçisi-arkeolog vs. olması önemli değil. Ne kadar bu eğitimi almış olursa olsun, bu kağıt üzerinde kalıyorsa bir anlamı olmuyor.
Bu sene içerisinde belediye ile ortak müze yaptık. Ortada bir proje yoktu. Yani aslında vardı ama elimde müze-1den 6'ya kadar revize dosyası vardı ve bunların hepsi inşaat aşamasında geldi. En başında kesit-görünüşü olmayan bir animasyon ve yarım yamalak hazırlanmış bir plan çizimi vardı. Sorun şuydu ki animasyon ve plan birbirine uymuyordu. Zaten sonrasında bahsettim revizelerle planı iyice dağıttılar. Projeyi uzattılar, kısalttılar. Peyzajı oynadılar. Mahalleri değiştirdiler vs. vs. Uzun konu.
Neyse, bina eğimli araziye yapılacak olan bir taş bina ama zemini betonarme olacak. Projeye bakıp arazi eğimini incelediğimde ilk söylediğim, eğer bu şekilde yaparsak beton kısmının açıkta olacağıydı. Benim önerim, kademelendirme yapmak ya da temeli iyice gömüp içeride ayrıca bir tabliye çalışması yapmaktı. Statik çözümüne bakalım sıkıntı olmazsa böyle yapalım dedim ancak belediyedeki iç mimar arkadaş (neden mimari projeyle iç mimar ilgileniyor orası sizin taktiriniz) benim yaptığım önerileri direkt reddetti. Öyle olmaz, kötü görünür diye. Siz bilirsiniz dedim. Şimdi geldiğimiz noktada şantiyede iş bitti ve bu beton yüzeyi nasıl kapatırızın derdine düştüler. Tabi beni ilgilendiren bir durum yok maalesef. Sadece dışarıdan yaptırdığı işleri geçtim, kendi içinde bile 10 milyondan fazla harcadıkları projede ilerleyiş böyle. İş bilmez bir iç mimarın kesin kuralları yüzünden.
Aynı projede bu iç mimardan kaynaklı onlarca sorun çıktı. Hepsini burada anlatamam ama bu sorunların tamamı bugün ayyuka çıktığında iç mimar ortalıkta yok.
Çekildi köşeye millet bu sorunları çözmeye çalışıyor.
Belediyelerden çıkıp diğer kurumlara geçtiğimizde de durum çok farklı değil. Konya'da Kilistra adında bir eski yerleşim var. Bir peri bacaları olmasa da dağı oyup içinde yaşamış adamlar. Üstelik bu yaşayanlar pagan hükümdarlardan kaçan ilk Hristiyan topluluklardan birine mensuplar. Dağı oyarak kilise yapmışlar kendilerine. Bunun doğru restorasyonu ile pazarlaması durumunda çok vizyonsuz düşünerek söylüyorum 10 bin turist çekemez misin bölgeye? Üstelik köyün biraz ilerisindeki başka bir eski yerleşim köyünde yine bir kilise varmış. Benzer dağ oyması yapılar yine burada da mevcut. Hatta Botsa köyünde daha fazla korunmuş taş ev var. Bu taş evlerin hepsinin sırtı dağa verilmiş, taş oyularak yapılmış evler.
Bu köyler için ben yıllardır birilerine derdimi anlatma çalışıyorum. Belediyede lobisini yapıyorum, sosyal medyada bu konuda değinenlere yazıyorum sağ olsun yazan, konuya değinen oluyor ama işte benim elimden gelen belli. Birkaç sene önce kültür-sanat konusunda çok yetkili bir adamın bir ustamın kuzeni olduğunu öğrendim. Ona anlattım derdimi, o da kuzeniyle konuşmuş. Ben yapmak istesem bile bunlar uğraşmayacak ve iyice mahvedecekler diye korkuyorum demiş adam. Bunlar dediği personelleri. Kadrolu olduğu için kovalayıp yenileyemiyor, mevcutta personel olduğu için de yeni personel alamıyormuş. Ha alsa da zaten 2-3 ayda bunlara benzer diyor.
Çok dağınık yazdım ama konu bundan ibaret aslında. Pek fazla bu konuda ayıracak paramız yok ve ayırdığımız para yanlış insanlar tarafından yanlış kullanılıyor.
Konunun asıl yerine gelirsek biz neden gerideyiz? Çünkü 1- pek fazla paramız yok 2- liyakat yok. Aslında 1.nin sebebi de 2.konudan mütevellit. Kültür-sanat konusunda devlet kısmında yetkili isimler bu görevi ne kadar hak ediyor? Bunu bakan-genel müdür düzeyinde düşünmeyin. Belediye personeli bile aynı bu konuda. Söz konusu personelin mimar-iç mimar-sanat tarihçisi-arkeolog vs. olması önemli değil. Ne kadar bu eğitimi almış olursa olsun, bu kağıt üzerinde kalıyorsa bir anlamı olmuyor.
Bu sene içerisinde belediye ile ortak müze yaptık. Ortada bir proje yoktu. Yani aslında vardı ama elimde müze-1den 6'ya kadar revize dosyası vardı ve bunların hepsi inşaat aşamasında geldi. En başında kesit-görünüşü olmayan bir animasyon ve yarım yamalak hazırlanmış bir plan çizimi vardı. Sorun şuydu ki animasyon ve plan birbirine uymuyordu. Zaten sonrasında bahsettim revizelerle planı iyice dağıttılar. Projeyi uzattılar, kısalttılar. Peyzajı oynadılar. Mahalleri değiştirdiler vs. vs. Uzun konu.
Neyse, bina eğimli araziye yapılacak olan bir taş bina ama zemini betonarme olacak. Projeye bakıp arazi eğimini incelediğimde ilk söylediğim, eğer bu şekilde yaparsak beton kısmının açıkta olacağıydı. Benim önerim, kademelendirme yapmak ya da temeli iyice gömüp içeride ayrıca bir tabliye çalışması yapmaktı. Statik çözümüne bakalım sıkıntı olmazsa böyle yapalım dedim ancak belediyedeki iç mimar arkadaş (neden mimari projeyle iç mimar ilgileniyor orası sizin taktiriniz) benim yaptığım önerileri direkt reddetti. Öyle olmaz, kötü görünür diye. Siz bilirsiniz dedim. Şimdi geldiğimiz noktada şantiyede iş bitti ve bu beton yüzeyi nasıl kapatırızın derdine düştüler. Tabi beni ilgilendiren bir durum yok maalesef. Sadece dışarıdan yaptırdığı işleri geçtim, kendi içinde bile 10 milyondan fazla harcadıkları projede ilerleyiş böyle. İş bilmez bir iç mimarın kesin kuralları yüzünden.
Aynı projede bu iç mimardan kaynaklı onlarca sorun çıktı. Hepsini burada anlatamam ama bu sorunların tamamı bugün ayyuka çıktığında iç mimar ortalıkta yok.
Çekildi köşeye millet bu sorunları çözmeye çalışıyor. Belediyelerden çıkıp diğer kurumlara geçtiğimizde de durum çok farklı değil. Konya'da Kilistra adında bir eski yerleşim var. Bir peri bacaları olmasa da dağı oyup içinde yaşamış adamlar. Üstelik bu yaşayanlar pagan hükümdarlardan kaçan ilk Hristiyan topluluklardan birine mensuplar. Dağı oyarak kilise yapmışlar kendilerine. Bunun doğru restorasyonu ile pazarlaması durumunda çok vizyonsuz düşünerek söylüyorum 10 bin turist çekemez misin bölgeye? Üstelik köyün biraz ilerisindeki başka bir eski yerleşim köyünde yine bir kilise varmış. Benzer dağ oyması yapılar yine burada da mevcut. Hatta Botsa köyünde daha fazla korunmuş taş ev var. Bu taş evlerin hepsinin sırtı dağa verilmiş, taş oyularak yapılmış evler.
Bu köyler için ben yıllardır birilerine derdimi anlatma çalışıyorum. Belediyede lobisini yapıyorum, sosyal medyada bu konuda değinenlere yazıyorum sağ olsun yazan, konuya değinen oluyor ama işte benim elimden gelen belli. Birkaç sene önce kültür-sanat konusunda çok yetkili bir adamın bir ustamın kuzeni olduğunu öğrendim. Ona anlattım derdimi, o da kuzeniyle konuşmuş. Ben yapmak istesem bile bunlar uğraşmayacak ve iyice mahvedecekler diye korkuyorum demiş adam. Bunlar dediği personelleri. Kadrolu olduğu için kovalayıp yenileyemiyor, mevcutta personel olduğu için de yeni personel alamıyormuş. Ha alsa da zaten 2-3 ayda bunlara benzer diyor.
Çok dağınık yazdım ama konu bundan ibaret aslında. Pek fazla bu konuda ayıracak paramız yok ve ayırdığımız para yanlış insanlar tarafından yanlış kullanılıyor.
Kendi gözlemevini saçma sebeplere bağlayarak yıktıran bir toplumdan çıkacak maksimum bu yapacak bir şey yok :d
Bu mimari açıdan tam olarak yanlış denecek ya da gerideyiz denecek bir şey değil. 300 yıldır falan tartışma konusu. Batıda da aynı örnekler var. Bizde daha iyi örnekleri de var. Restorasyon konusu dünya komple yıkılıp yeniden yapılmadan doğru bu denecek bir konu değil maalesef.
İşte bizim sanata verdiğimiz değer bu. Sünger Bob akımına bir eserle, hem de 2000 yıllık Cenevizlilerden kalma bir eserle katkıda bulunmak müthişti. Ölene kadar unutmam.
Ben demiyorum İlber Ortaylı diyor. Hani az çok herhalde lafı değerli biridir diye düşündüm.
Şu anki ülkenin gidişatından memnun musun? Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in şu anki gidişatının faturasından onu sorumlu tutuyor musun? 600 yıl hüküm sürmüş bir İmparatorluk bu. Bir sürü dönemleri olmuş. Bir çok padişahı olmuş. Farklı süreçlerden geçmiş. Komple bir imparatorluğu silip atıyon yav.
Yaptıkları camiler falanda İstanbul'da Rumeli'de, ulu ecdadımızın Anadoluya niye hiç yatırımı olmamışki
Bu Konuya Bakmış Kullanıcılar (Üye: 0, Ziyaretçi: 1)
Korsanfan.com Her Hakkı Saklıdır. 2008-2023.
Tasarım Korsanfan V.6.0
Tasarım Korsanfan V.6.0
